Tom kararlı bir kişi değil.
- Tom isn't a stable person.
O ülkenin hükümeti atık kararlı.
- The government of that country is now stable.
Bellek değişmez değildir.
- Memory is not stable.
Japon ekonomisi hâlâ istikrarlı.
- The economy of Japan is still stable.
Fiyatlar bu günlerde istikrarlıdır.
- Prices are stable these days.
Sami, çocukları için istikrarlı bir ortam sağlamak için çok sıkı çalıştı.
- Sami worked very hard to provide a stable environment for his children.
Tom neredeyse her gün ahırı temizler.
- Tom mucks out the stable almost every day.
Ahırları temizlediler.
- They cleaned the stables.
Leyla ahırdaki atlarını vurdu.
- Layla shot her horses in the stable.
Leyla ahırdaki atlarını vurdu.
- Layla shot her horses in the stable.
Sami ahırlardaki atları vurdu.
- Sami shot the horses in the stables.
Bu denklemin tüm kökleri negatif olduğundan stabildir.
- It's stable because all the roots of this equation are negative.
Tom şu anda stabil durumda.
- Tom is now in stable condition.
... of certainty in the void that allows them to build their whole stable edifice of certainty ...
... The sales are either stable or rising. ...