English - Turkish
Definition of a specific and chosen way of advancing or proceeding in English Turkish dictionary
- approach
- {f} yanaşmak
- approach
- yaklaşım
Bu sorunla ilgili yeni bir yaklaşıma acil bir ihtiyaç vardır.
-There is an urgent need for a new approach to dealing with this problem.
Farklı bir yaklaşım öneriyorum.
-I suggest a different approach.
- approach
- {i} yaklaşım tarzı: We need to change our approach to this problem. Bu soruna yaklaşım
- approach
- {i} başlangıç
- approach
- {i} yanaşma
- approach
- {f} andırmak
- approach
- çok benzemek
- approach
- yaklaşım tarzı
- approach
- yakınlık kurma için konu açma
- approach
- geçit
- approach
- giriş yolu
- approach
- {f} yaklaş
Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
-According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
O yaklaşması zor bir adamdır.
-He is a hard man to approach.
- approach
- yöntem
- approach
- {f} başvurmak
- approach
- yakına getirmek
- approach
- {f} girişmek
- approach
- {f} koyulmak
- approach
- {i} yaklaşma, yanaşma
- approach
- yaklaştırmak
- approach
- (fiil) yaklaşmak, yanaşmak; benzemek, andırmak; ulaşmak, varmak, ele almak, koyulmak; girişmek, başvurmak, görüşmek, temasta bulunmak
Related Terms
English - English
Definition of a specific and chosen way of advancing or proceeding in English English dictionary
- approach
a specific and chosen way of advancing or proceeding
Hyphenation
a spe·cif·ic and cho·sen way of ad·van·cing or pro·ceed·ingTurkish pronunciation
ı spısîfîk ınd çōzın wey ıv ıdvänsîng ır prōsidîngPronunciation
/ə spəˈsəfək ənd ˈʧōzən ˈwā əv ədˈvansəɴɢ ər prōˈsēdəɴɢ/ /ə spəˈsɪfɪk ənd ˈʧoʊzən ˈweɪ əv ədˈvænsɪŋ ɜr proʊˈsiːdɪŋ/
Resimler
Favorites