Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of a spacious hall or suite of rooms for the sale of goods, as at a fair in English Turkish dictionary
- bazaar
- {i} pazar
Garip değil mi? - Yabancı biri yerli birine çarşıda nasıl pazarlık yapılacağını gösteriyor.
-Isn't it strange?--A foreigner showing a local how to bargain at the bazaar.
Bir koyun olmamak için, ama bir koyun almak için pazara gidin.
-You go to the bazaar not to become a sheep, but to buy sheep.
- bazaar
- çarşı
Çarşının etrafında dolaşalım.
-Let's stroll around the bazaar!
Garip değil mi? - Yabancı biri yerli birine çarşıda nasıl pazarlık yapılacağını gösteriyor.
-Isn't it strange?--A foreigner showing a local how to bargain at the bazaar.
- bazaar
- yardım amacıyla düzenlenen satışlar
- bazaar
- içinde çeşitli mallann satıldığı çarşı
- bazaar
- {i} pazar, çarşı; kermes
- bazaar
- satış/çarşı
Related Terms
a spacious hall or suite of rooms for the sale of goods, as at a fair
Hyphenation
a spa·cious hall or suite of rooms for the sale of goods, as at a fairPronunciation
Resimler
History
Favorites