English - Turkish
Definition of a small part of something intended as representative of the whole in English Turkish dictionary
- sample
- örnek
O, resim kartpostalların örneklerini istedi.
-He asked for samples of picture postcards.
DNA örneklerinin saklanmasına izin verilmemelidir.
-It shouldn't be permitted to store samples of DNA.
- sample
- (Bilgisayar) örnektir
Bu ücretsiz bir örnektir.
-This is a free sample.
- sample
- (Ticaret) mal numunesi
- sample
- örnek seçmek
- sample
- örnek olarak denemek
- sample
- örneklemek
- sample
- {f} örnekle
İşimle ilgili bazı örnekler getirdim.
-I brought some samples of my work.
Bize çalışmalarınızdan bazı örnekler gösterir misiniz?
-Would you show us some samples of your work?
- sample
- mostra
- sample
- {f} denemek
- sample
- {i} çeşit
- sample
- {i} örnek, numune; model; mostra; eşantiyon
- sample
- örnekle/dene
- sample
- {f} dene
Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.
-Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- sample
- {i} tipik özellik
- sample
- (isim) örnek, eşantiyon, numune, çeşit, model, mostra, tipik özellik, göstermelik, tipik davranış
- sample
- {f} tatmak
- sample
- (Tekstil) örnek, numune; örnek almak
Related Terms
English - English
Definition of a small part of something intended as representative of the whole in English English dictionary
- sample
a small part of something intended as representative of the whole
Hyphenation
a small part of some·thing in·tend·ed as rep·re·sent·a·tive of the wholeTurkish pronunciation
ı smôl pärt ıv sʌmthîng întendıd äz reprızentıtîv ıv dhi hōlPronunciation
/ə ˈsmôl ˈpärt əv ˈsəmᴛʜəɴɢ ənˈtendəd ˈaz ˌreprəˈzentətəv əv ᴛʜē ˈhōl/ /ə ˈsmɔːl ˈpɑːrt əv ˈsʌmθɪŋ ɪnˈtɛndəd ˈæz ˌrɛprəˈzɛntətɪv əv ðiː ˈhoʊl/
Resimler
Favorites