Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Birkaç yıl önce, bizim odanın içinde az miktarda mobilya vardı.
- A few years ago, our room had little furniture in it.
Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var.
- I have a number of influential friends.
Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu.
- Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.
Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki en modern silahlardan bazılarına sahip olmasına rağmen, çok az sayıda savaş kazandı.
- Although the United States has some of the most modern weapons in the world, it has won very few wars.
Birkaç arkadaş onu uğurladılar.
- A number of friends saw him off.
Birkaç yolcu yaralandı.
- A number of passengers were injured.
Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı.
- Fadil received a number of letters from Layla.
Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı.
- The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.
Bir miktar kitap çalındı.
- A number of books were stolen.
Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti.
- Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.
Birçok Amerikalılar suşi severler.
- Quite a few Americans like sushi.
Birçok insanın iki arabası var.
- Quite a few people have two cars.
I spoke with a number of them about it.
A number of people have commented on it.