Neyse ki bir dalı tuttum ve düşmekten kurtuldum.
- Luckily, I got hold of a branch and was saved from falling.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris risks falling behind in the science class.
Tom merdivenlerden düşerek boynunu kırdı.
- Tom broke his neck falling down a flight of stairs.
Yen yükseliyor dolar düşüyor.
- The yen is rising and the dollar is falling.
Sonunda kendi kılıcı üzerine düşerek intihar etti.
- He finally committed suicide by falling on his own sword.
Ben düşerek bir kaburgamı kırdım.
- I broke a rib falling.
Tom düşen kara baktı.
- Tom looked at the snow falling.
Tom düşen kar tanelerine baktı.
- Tom looked at the snowflakes falling.
Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.
- Tom looked at the snow falling inside the snow globe.
Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.
- The falling of the Berlin Wall was truly a momentous occasion.