a short, indeterminate amount of time

listen to the pronunciation of a short, indeterminate amount of time
English - Turkish

Definition of a short, indeterminate amount of time in English Turkish dictionary

second
saniye

Bir saniyeliğine öleceğimi sandım. - For one second I thought I would die.

Bir dakikada altmış saniye vardır. - One minute has sixty seconds.

second
{i} ikinci

Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir. - Osaka is the second largest city of Japan.

Bombay, Hindistan'ın en çok nüfusa sahip şehridir ve dünyadaki ikinci en çok nüfusa sahip şehirdir. - Mumbai is the most populous city in India and the second most populous city in the world.

second
{i} destek

Tom hareketi destekledi. - Tom seconded the motion.

second
ikinci/saniye
second
düelloda şahit
second
yardımcı
second
diğer

Eldivenin tekini kaybettim. Şimdi diğer tekiyle ne yapmam gerekiyor? - I lost a glove. Now what should I do with the second one?

En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden. - My youngest brother has two children from his first marriage, and another child from his second.

second
göz kırpımı
second
{i} düello şahidi
second
geçici olarak göreve getirmek
second
göreve getir/destekle
second
{s} ikinci dereceli
second
{i} nota aralığı
second
{f} göreve getirmek [brit. ask.]
second
{s} öbür
second
ikinci kalite mallar
English - English
second
a short, indeterminate amount of time
Favorites