Sığ hendek üzerinden atladı.
- He leaped over the shallow ditch.
Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.
- Tom went splashing through the shallows.
Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.
- Tom went splashing through the shallows.
Bu okulun müfredatı geniş ve yüzeysel.
- The curriculum of this school is wide and shallow.
Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.
- You're just so superficial and shallow.
The ship ran aground in an unexpected shallow.