Onun sesindeki bir titreme vardı. - There was a tremble in her voice.
Onun sesindeki bir titreme vardı.
There was a tremble in her voice.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti. - The terrible scene made him tremble in fear.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti.
The terrible scene made him tremble in fear.
O, dizlerinin titrediğini hissetti. - She felt her knees tremble.
O, dizlerinin titrediğini hissetti.
She felt her knees tremble.