Fikrimi destekleyecek birkaç tane kanıtım var.
- I have a couple of pieces of evidence to support my opinion.
O, keki altı parçaya kesti ve çocuklardan her birine bir tane verdi.
- She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children.
O, seramik eser yaparak zengin oldu.
- She became rich by making ceramic pieces.
Baba! Bu güzel sanat eserini nasıl anlayamıyorsun?
- Dad! How can you not understand this beautiful piece of art?
Lütfen cevabı bu kâğıt parçasına yazınız.
- Please write the answer on this piece of paper.
Bana iki parça tebeşir ver.
- Give me two pieces of chalk.
I got a piece at lunchtime.