a settled place of abode; residence; a right growing out of legal residence

listen to the pronunciation of a settled place of abode; residence; a right growing out of legal residence
English - Turkish

Definition of a settled place of abode; residence; a right growing out of legal residence in English Turkish dictionary

settlement
yerleşim

Akrotiri, volkanik kül altına gömülmüş bir Bronz çağı yerleşimidir. - Akrotiri is a Bronze age settlement that was buried under volcanic ash.

Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi. - Tom wasn't completely happy with the settlement.

settlement
(Ticaret) paraya çevirme
settlement
yerleşim alanı
settlement
bırakma (birine bir şeyi)
settlement
(İnşaat) tasman (binada)
settlement
bırakılan şeyler
settlement
çözme
settlement
(Kanun) mahalle
settlement
ödeme
settlement
uzlaşma
settlement
KESİN HESAP, TASFİYE, UYUŞMA: Bir sözleşme veya işbirliği dolayısıyla bağlı olan tarafların, hesaplarını karşılaştırarak bir anlaşma ve muvazeneye varmaları
settlement
{i} yerleştirme; iskân; yerleşme
settlement
{i} yerleştirme
settlement
{i} (iskân edilerek oluşturulan) köy
settlement
{i} evlilik sözleşmesi
settlement
{i} bağlanan gelir
settlement
{i} ödeşme
settlement
duvarın veya toprak setin biraz çöküp oturması
settlement
settiement house şehrin fakir semtlerinde kurulan yardım yurdu
settlement
{i} koloni
English - English
settlement
a settled place of abode; residence; a right growing out of legal residence

    Hyphenation

    a settled place of abode; residence; a right grow·ing out of le·gal res·i·dence

    Pronunciation

Favorites