Tom uymak için elinden geleni yapıyor.
- Tom is doing his best to fit in.
Gerçek onun iş için uygun olmadığıdır.
- The truth is that he was not fit for the job.
Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
- A nervous person will not be fit for this job.
Bu mobilya parçası oturma odası için uygun değil.
- That piece of furniture is not fitting for the living room.
Bir keresinde yedi kişi benim arabama oturmayı başardı.
- I once managed to fit seven people in my car.
Kralın sadece bir çocuğu vardı ve o bir kızdı, bu yüzden ona ondan sonra kral olmak için uygun olacak bir koca temin edilmesi gerektiğini öngördü.
- The king had only one child, and that was a daughter, so he foresaw that she must be provided with a husband who would be fit to be king after him.
Tom bir iş adamı olmak için uygundur.
- Tom is fitted to become a businessman.
Sen yaşına bakılmaksızın bir fiziksel uygunluk testi için başvuruda bulunabilirsin.
- You can apply for a physical fitness test regardless of your age.
O, sağlıklı ve fittir.
- She's healthy and fit.
Tom sağlıklı ve formda.
- Tom is healthy and fit.