a rude fellow; a coarse bully; a rowdy

listen to the pronunciation of a rude fellow; a coarse bully; a rowdy
English - Turkish

Definition of a rude fellow; a coarse bully; a rowdy in English Turkish dictionary

rough
kaba

Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti. - The rough material hurt the child's tender skin.

Dennis'in kaba davranışları yoktur. - Dennis doesn't have rough manners.

rough
{f} pütür pütür yapmak
rough
{s} dalgalı

Deniz bugün oldukça dalgalı. - The sea is pretty rough today.

Tekne dalgalı denizde şiddetle sallandı. - The little boat bobbed on the rough sea.

rough
kaba dokunmuş
rough
karalama
rough
fırtınalı

Fırtınalı denizlerde onu deniz tuttu. - She become seasick in rough seas.

rough
işlenmemiş
rough
rüzgârlı
rough
kabaca

Kabaca seninle aynı yaştayım. - I'm roughly the same age as you.

Amerika'nın meyvelerinin ve sebzelerinin kabaca yarısı Kaliforniya'dan geliyor. - Roughly half of America's fruits and vegetables come from California.

rough
güç
rough
haksız
rough
{i} kaba tip
rough
{s} taslak halinde olan
rough
ev iş/golf alan/külh
rough
{i} engebeli arazi

Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi. - The rough terrain checked the progress of the hikers.

rough
(sıfat) kabataslak, pürüzlü, pürtüklü, dik (saç), engebeli, taslak halinde olan, fırtınalı, haşin, dalgalı, sert, kaba, kaba saba, gürültücü, hoyrat, işlenmemiş, yaklaşık, aşağı yukarı, cilasız, kulak tırmalayıcı, rahatsız edici, zor, kötü, açık saçık, müstehcen
rough
{i} müsvedde
rough
eğreti
rough
{f} terbiye etmek (at)
English - English
rough
a rude fellow; a coarse bully; a rowdy
Favorites