a rope, leather strap, or similar device with which to lead an animal; a leash

listen to the pronunciation of a rope, leather strap, or similar device with which to lead an animal; a leash
English - Turkish

Definition of a rope, leather strap, or similar device with which to lead an animal; a leash in English Turkish dictionary

lead
{f} öncülük etmek
lead
{i} örnek

Örnek olarak liderlik etmeliyiz. - We should lead by example.

lead
{i} kurşun levha
lead
{f} yönetmek
lead
{i} önde olma
lead
kalem kurşunu
lead
ikna etmek
lead
ara kablosu
lead
idare etmek
lead
götürmek
lead
tasma kayışı
lead
öncülük

Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu. - Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.

Grup yürüyüşe öncülük edecek bir rehber kiraladı. - The group hired a guide to lead the hike.

lead
yol göster(mek)
lead
(Mühendislik) kurşun

İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün. - It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.

Bu kurşun kadar ağır. - This is as heavy as lead.

lead
İpucu

A lead from an informer enabled the police to make several arrests.

Polisin elinde hâlâ hiçbir ipucu yok. - The police still have no leads.

Polis ve FBI birkaç ipucunu takip etti. - The police and the FBI pursued several leads.

lead
(Askeri) ÖNLEME MESAFESİ: Hareket halindeki bir hedefe isabet temin edebilmek için, hedefin ilerisinde seçilecek nişan noktası ile hedef arasındaki mesafe
lead
(sıfat) kurşundan yapılmış
lead
{i} (versatil kalem için) uç, min
lead
{i} önde gelme, başta olma, ileride bulunma
lead
(fiil) başında olmak, yol göstermek, öncülük etmek, önde gitmek, önderlik etmek, yönetmek, yönlendirmek, etkilemek, başı olmak, sürdürmek, sürmek, açmak (kartlarını), götürmek
English - English
lead
a rope, leather strap, or similar device with which to lead an animal; a leash

    Hyphenation

    a rope, leath·er strap, or si·mi·lar de·vice with which to lead an animal; a leash

    Pronunciation

Favorites