Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
- I forgot to lift the receiver before dialing the number.
Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.
- Tom didn't lift a finger to help.
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
- Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti.
- Yoshio helped me lift the box up.
Paketi kaldırmama yardım et.
- Help me lift the package.