Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
O, yıllar önce ondan kitabı ödünç aldı ve onu henüz iade etmedi.
- She borrowed the book from him many years ago and hasn't yet returned it.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Bir araba iade etmek istiyorum.
- I'd like to return a car.
Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.
- Her one wish was to return and see her only daughter one last time.
Okumayı ve hayatta başarılı olmayı tercih ettiğim için eve geri dönmek istiyorum.
- I want to return home, as I prefer to study and to succeed in life.
Tom kaybettiği köpeğinin getirilmesi için bir ödül önerdi.
- Tom offered a reward for the return of his lost dog.
Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.
- A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
Yaşam yolunda dönüş yoktur.
- There is no returning on the road of life.
Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
Tom'un eve geri dönmesi olası değil.
- It's unlikely that Tom will ever return home.
O, oğlunun geri dönüşü için dua etti.
- She prayed for her son's return.
Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
Madonna'nın kariyerine bir süre için geri dönmeyeceğine bahse girerim.
- I'll bet Madonna doesn't return to her career for awhile.
Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
- What does Tom get in return for all the work he's done?
Semptomlar geri gelmedi.
- The symptoms haven't returned.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Tokyo.
Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Osaka.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Sen dönene kadar burada olacağım.
- I will be here until you return.
O dönene kadar burada beklerim.
- I'll wait here until he returns.
Parayı hemen ona iade etmemi istedi.
- He asked me to return the money to him immediately.
Sami saat 18'den hemen önce eve döndü.
- Sami returned home just before 6 pm.
Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
- Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
Tom yıllardır vergi beyannamesi vermemiş.
- Tom hasn't filed a tax return in years.
O çağrılarımı yanıtlamadı.
- She didn't return my calls.
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, she returned home.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Ne zaman arabayı geri vermek zorundayım?
- When do I have to return the car?
Tom ödünç aldığı kitabı getirmek için geldi.
- Tom came to return a book he'd borrowed.
Onun dönmesi için sabırsızlanıyordu.
- She was impatient for him to return.
Ona bir mektup yazdım ve ona eve erken dönmesini rica ettim.
- I wrote him a letter and asked him to return home soon.
Tom karşılık olarak ne istiyor.
- What does Tom want in return?
Tom karşılık olarak ne bekliyor?
- What does Tom expect in return?
Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.
- Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult.
Ona biraz borç para verdim, halen geri vermedi.
- I lent him some money, but he hasn't returned it yet.
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, she returned home.
Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
- After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
This function returns the number of files in the directory.
Whan Kyng Marke harde hym sey that worde, he returned his horse and abode by hym.
The player couldn't return the serve because it was so fast.
Hand in your return by the end of the tax year.
If one players plays a trump, the others must return a trump.
Do you want a one-way or return?.
It yielded a return of 5%.
Although the birds fly north for the summer, they return here in winter.
I suppose here is none woll be glad to returne – and as for me,’ seyde Sir Cador, ‘I had lever dye this day that onys to turne my bak.’.
You should return the library book within one month.
I expect the house to be spotless upon my return..
... guarantees a decent return with no risk of losing what you put in ...
... return to being better educated is far greater than it was even a generation ago. Look ...