a rescuee

listen to the pronunciation of a rescuee
English - Turkish

Definition of a rescuee in English Turkish dictionary

rescue
{f} kurtarmak

Babalarını kurtarmak için acele ettiler. - They hurried to their father's rescue.

O, onu kurtarmak için elinden geleni yaptı. - She did her best to rescue him.

rescue
{i} hayat kurtarma
rescue
{i} yardım

İlk yardım ekibi gelinceye kadar dayanmaya çalış. - Try to hold on until a rescue team arrives.

Onu kurtarmana yardım edeceğiz. - We'll help you rescue him.

rescue
{i} kurtarma

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı. - Search and rescue operations began immediately.

Babalarını kurtarmak için acele ettiler. - They hurried to their father's rescue.

rescue
kurtulma

Leyla kurtulma şansını kaçırdı. - Layla missed a chance of rescue.

rescue
tahlisiye
rescue
kurtuluş
rescue
{f} kurtar

Babalarını kurtarmak için acele ettiler. - They hurried to their father's rescue.

Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı. - Search and rescue operations began immediately.

rescue
{i} imdat
rescue
imdadına yetişip kurtarmak
rescue
{f} hacizden kurtarmak
rescue
{f} imdadına yetişmek
rescue
{f} muaf tutmak
rescue
{f} zorla geri almak
English - English
rescue

The dog proved a rescue with some behavior issues.