English - Turkish
Definition of a repeated touching of one's hands, foot or other body part in English Turkish dictionary
- tap
- {i} tıkırtı
Kapıda bir tıkırtı vardı.
-There was a tap at the door.
- tap
- musluk
Boston'daki insanlar musluk suyu içiyorlar mı?
-Do people in Boston drink tap water?
Çoğu Japon, suyu musluktan içer.
-Most Japanese drink water from the tap.
- tap
- delip ya da kesip içindeki sıvıyı çekmek
- tap
- tıkırtı,tıpırtı
- tap
- fıçıdan alınmış içki
- tap
- kaçak veya gizli bağlantı kurmak
- tap
- elektrik bağlantısı
- tap
- fıçı tapası
- tap
- kılavuz, burgu
- tap
- {i} hafif vuruş; tıkırtı
- tap
- {f} kaçak hat çekmek
- tap
- {f} hafifçe vurmak; tıkırdatmak
- tap
- {f} fıçının tapasını çekerek (içindeki sıvıyı) akıtmak
- tap
- delip sıvıyı akıtmak
- tap
- {f} pençe vurmak (ayakkabı)
- tap
- bağlantı kurmak
- tap
- {f} bağlantı kurmak [elek.]
- tap
- bağlamak
- tap
- {f} tıpa takmak
- tap
- {f} kademele
Related Terms
English - English
Definition of a repeated touching of one's hands, foot or other body part in English English dictionary
- tap
When Steve felt a tap on his shoulder, he turned around.
a repeated touching of one's hands, foot or other body part
Hyphenation
a re·pea·ted touch·ing of one's hands, foot or oth·er bo·dy partPronunciation
Resimler
Favorites