a relic of an ancient building or other structure

listen to the pronunciation of a relic of an ancient building or other structure
English - Turkish

Definition of a relic of an ancient building or other structure in English Turkish dictionary

remains
{i} kalıntılar

Kazı sırasında insan kalıntıları bulundu. - Human remains were found during the excavation.

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar. - They took away the remains of a civilization lost in history.

remains
artıklar
remains
{i} izler
remains
kalıtlar
remains
yığıntı
remains
ceset kalıntısı
remains
kalanlar
remains
yemek artıkları
remains
döküntü
remains
artık
remains
ölünün kemikleri
remains
kalıntı

Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız. - We must try to preserve the remains of ancient civilizations.

Onlar tarihte kaybolmuş bir uygarlığın kalıntılarını çaldılar. - They took away the remains of a civilization lost in history.

remains
ceset
remains
ölü

Onun ölümünün sebebi bir sır olarak kalır. - The cause of his death still remains a mystery.

Akbabalar tarafından gagalanan ölü bir geyik, diğer hayvanlar tarafından kısmen yenilmiş kalır, o tür çürümüş ete leş denir. - A dead deer being pecked by vultures, remains partly eaten by other animals, that sort of rotten meat is called 'carrion'.

remains
kal

O, tehlike karşısında sakin kalır. - He remains calm in the face of danger.

Otel kış boyunca kapalı kalır. - The hotel remains closed during the winter.

remains
(isim) izler
English - English
remains
a relic of an ancient building or other structure

    Hyphenation

    a rel·ic of an an·cient build·ing or oth·er struc·ture

    Turkish pronunciation

    ı relîk ıv ın eynşınt bîldîng ır ʌdhır strʌkçır

    Pronunciation

    /ə ˈrelək əv ən ˈānsʜənt ˈbəldəɴɢ ər ˈəᴛʜər ˈstrəkʧər/ /ə ˈrɛlɪk əv ən ˈeɪnʃənt ˈbɪldɪŋ ɜr ˈʌðɜr ˈstrʌkʧɜr/
Favorites