a relationship held between two or more entities

listen to the pronunciation of a relationship held between two or more entities
English - Turkish

Definition of a relationship held between two or more entities in English Turkish dictionary

fact
{i} hakikat
fact
{i} unsur
fact
factfinding delil toplayan accessory after the fact cürüm işlendikten sonra suç ortağı olan kimse
fact
in fact gerçekten
fact
gösterilen husus veya keyfiyet
fact
filvaki
fact
hakikaten
fact
hadise
fact
olgusal gerçek
fact
çarpınım
fact
gerçek olay
fact
olmuş şey
fact
doğru bilgi
fact
gerçek

Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün! - These are the facts. Think hard about them!

Gerçekleri abartmayalım. - Let's not exaggerate the facts.

fact
olay

Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu. - A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.

Olay hakkındaki tüm gerçekler bilinene kadar bekleyin. - Wait until all the facts in the case are known.

fact
olgu

O kitap, olgusal hatalarla doludur. - That book is full of factual errors.

Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin. - Don't make factual statements without a source.

fact
bilgi

O fabrika, bilgisayar üretimi içindir. - That factory is for the manufacture of computers.

Başka insanları ikna etmek için gerekli olan bilgileri yazın. - Write down the facts needed to convince other people.

fact
(isim) gerçek, hakikat, olgu, unsur, durum, olay, eylem
fact
(Avrupa Birliği) fiil, vaka, olay
English - English
fact
a relationship held between two or more entities

    Hyphenation

    a re·la·tion·ship held be·tween two or more entities

    Turkish pronunciation

    ı rileyşınşîp held bitwin tu ır môr entîtiz

    Pronunciation

    /ə rēˈlāsʜənˌsʜəp ˈheld bēˈtwēn ˈto͞o ər ˈmôr ˈentətēz/ /ə riːˈleɪʃənˌʃɪp ˈhɛld biːˈtwiːn ˈtuː ɜr ˈmɔːr ˈɛntɪtiːz/
Favorites