a region of a land

listen to the pronunciation of a region of a land
English - Turkish

Definition of a region of a land in English Turkish dictionary

place
{i} yer

Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler. - They set the time and place of the wedding.

Televizyonun, kitapların yerini alacağını sanmıyorum. - I don't think television will take the place of books.

place
{i} ev
place
{f} görevlendirmek
place
{i} sorumluluk
place
place card davetlilerin sofradaki yerlerini gösteren kart
place
place kick saha üzerin
place
atamak
place
tanımak
place
oturacak yer
place
çıkarmak

Beni bu yerden çıkarmak zorundasın. - You've got to get me out of this place.

place
vermek (para)
place
bırakmak
place
{i} statü
place
önem vermek
place
konum

Bana ne yapacağımı söylemek onun konumu değil. - It's not his place to tell me what to do.

place
saymak
place
yapılması gereken şey
place
{i}

Bu işlek bir yer gibi gözüküyor. - This seems to be a busy place.

Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor. - It seems that certain operations cannot take place.

place
yerleştir(mek)
place
küçük sokak veya meydan
English - English
place

He is going back to his native place on vacation.

a region of a land

    Hyphenation

    a re·gion of a Land

    Turkish pronunciation

    ı ricın ıv ı länd

    Pronunciation

    /ə ˈrēʤən əv ə ˈland/ /ə ˈriːʤən əv ə ˈlænd/
Favorites