Araraquara'da nadir bir Amerikan papağanı satın aldım.
- I bought a rare macaw in Araraquara.
Benim için bu nadir kitabı bulabilir misin?
- Can you obtain this rare book for me?
O seyrek olarak kiliseye gider.
- He rarely goes to church.
Doksan yaşına kadar yaşamak hiç ender değildir.
- It's not at all rare to live to be over ninety years old.
Gerçek bir arkadaş ender bir kuş gibidir.
- A real friend is like a rare bird.
Benimkini az pişmiş istiyorum.
- I would like mine rare.
Bu biftek az pişmiş görünüyor. Yeterince pişmiş olup olmadığını merak ediyorum.
- This steak seems rare. I wonder if it was cooked long enough.
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
- You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
O seyrek olarak kiliseye gider.
- He rarely goes to church.
Frank pretended to rare back as if bedazzled, shielding his eyes with a forearm.
... it turns out Earth may have a rare and special power. ...
... was Albert Einstein and I had the rare privilege of speaking at the Einstein Centennial several ...