English - Turkish
Definition of a raised structure from which passengers can enter or leave a train, metro etc in English Turkish dictionary
- platform
- {i} platform
- platform
- yüksekçe yer
- platform
- peron
Az sonra Boston trenine binmek zorunda olacağının farkında olan Tom, peronda Meryem'e tutkuyla sarıldı.
-Tom, aware that he would soon have to board the train to Boston, had passionately clung to Mary on the station platform.
Tren hangi perondan kalkar?
-What platform does the train leave from?
- platform
- (saylavdan önce) parti bağdarlaması
- platform
- altyapı
- platform
- {i} plato
- platform
- {i} sahanlık
Sahanlıkta sadece bir kişi daha vardı.
-There was only one other person on the platform.
- platform
- (isim) platform, podyum, rampa, sahanlık, düzlük, yayla, plato, apartman topuk, tartışma ortamı, parti programı, taraça
- platform
- {i} peron. 4
- platform
- {i} tartışma ortamı
- platform
- {i} kürsü: The speaker used a crate as his platform. Konuşmacı kürsü olarak bir sandık kullandı
- platform
- {i} düzlük
- platform
- düzlem
- platform
- platform car açık yük vagonu
- platform
- tramvay sahanlığı
- platform
- {i} taraça
- platform
- bir siyasi partinin resmen kabul ettiği prensipler
- platform
- peron/platform/kürsü
- platform
- {i} parti programı
Related Terms
English - English
Definition of a raised structure from which passengers can enter or leave a train, metro etc in English English dictionary
- platform
a raised structure from which passengers can enter or leave a train, metro etc
Hyphenation
a raised struc·ture from which passengers Can en·ter or leave a train, met·ro etcPronunciation
Resimler
Favorites