English - Turkish
Definition of a quick drawing, often spontaneously produced in English Turkish dictionary
- sketch
- {f} taslağını yapmak
- sketch
- taslak
Tom Mary'nin taslaklarına baktı.
-Tom looked at Mary's sketches.
Bu proje geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.
-This project grew out of a sketch I made on a napkin at a party last year.
- sketch
- kroki
O nerede olursa olsun kroki yapmaya başlar.
-He begins to sketch no matter where he is.
Bu kroki Tom'un stilinin temsilcisidir.
-This sketch is representative of Tom's style.
- sketch
- {i} eskiz
Benim için bu kağıt üzerine bir eskizini çizebilir misin lütfen?
-Can you sketch it for me on this piece of paper please?
Leonardo da Vinci tarafından yapılmış yaklaşık 900 eskiz kalmıştır.
-There remain approximately 900 art sketches by Leonardo da Vinci.
- sketch
- kısa hikâye veya müzikli gösteri
- sketch
- şema
- sketch
- (Tiyatro) radyo oyunu
- sketch
- kısaca tarif etmek
- sketch
- taslak yapmak
- sketch
- kısa öykü ya da piyes
- sketch
- {i} kabataslak çizim
- sketch
- {f} -i taslak halinde çizmek; taslak çizmek
- sketch
- taslak/skeç
- sketch
- kabataslak resmini yapmak
- sketch
- {f} kabataslak çizmek
- sketch
- kısa tarif
- sketch
- {f} eskizini çizmek
Related Terms
English - English
Definition of a quick drawing, often spontaneously produced in English English dictionary
- sketch
a quick drawing, often spontaneously produced
Hyphenation
a quick drawing, of·ten spon·ta·ne·ous·ly pro·ducedPronunciation
Resimler
Favorites