a pure or disembodied spirit

listen to the pronunciation of a pure or disembodied spirit
English - Turkish

Definition of a pure or disembodied spirit in English Turkish dictionary

soul
{i} ruh

Sizce hayvanların ruhu var mıdır? - Do you think animals have souls?

Lanet olası bir ruh yoktu. - There was not a bloody soul.

soul
ta kendisi
soul
can

O canı gönülden yaptı. - He put all his heart and soul into it.

soul
kişi

Urallara tırmanmak istiyorsan sen cesur bir kişisin. - You're a brave soul if you want to climb the Urals.

Tom çok cesur bir kişidir. - Tom is a very brave soul.

soul
temel direk
soul
zencilere ait
soul
soul
soul
canlılık
soul
simge
soul
kişi/ruh
soul
soul food Güneyli zencilere özgü yemek
soul
{i} timsal
soul
{i} gerçek duygu, içtenlik
soul
{i} (bir şeyin) ta kendisi: He's the
soul
hissiyat
soul
zenci müziğinin uyandırdığı heyecan veya his
soul
{i} kimse

Biz yardım etmek zorunda olduğumuz fakir kimseye ulaştık. - We reached the poor soul we had to help.

Görünürde kimse yoktu. - There wasn't a soul in sight.

soul
{i} öz

Bireysel özgürlük, demokrasinin ruhudur. - Individual freedom is the soul of democracy.

English - English
soul
a pure or disembodied spirit

    Hyphenation

    a pure or dis·em·bod·ied Spir·it

    Turkish pronunciation

    ı pyûr ır dîsîbädid spîrıt

    Pronunciation

    /ə ˈpyo͝or ər dəsəˈbädēd ˈspərət/ /ə ˈpjʊr ɜr dɪsɪˈbɑːdiːd ˈspɪrət/
Favorites