Tom Mary'nin bardağını yeniden doldurdu.
- Tom refilled Mary's glass.
Tom kupasını çalkaladı ve sonra onu kahveyle yeniden doldurdu.
- Tom rinsed out his mug and then refilled it with coffee.
Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti.
- Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.
Doldurmamı ister misin?
- Do you want a refill?
Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti.
- Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.
Bence bu reçeteyi tekrar doldurmamın tam zamanı.
- I think it's time for me to refill this prescription.
Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti.
- Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.
Tom Mary'nin onu yeniden doldurması için kupasını uzattı.
- Tom held his cup out for Mary to refill it.
Sana bir yedek alabilir miyim?
- Can I get you a refill?
We're cutting back. No new printers or pens, just refills.