a process which produced electricity

listen to the pronunciation of a process which produced electricity
English - Turkish

Definition of a process which produced electricity in English Turkish dictionary

generation
nesil

Kitaplar olmasaydı, her nesil kendisi için geçmişin gerçeklerini yeniden keşfetmek zorunda kalacaktı. - If it were not for books, each generation would have to rediscover for itself the truths of the past.

Bütün ülkeler, tüm sınırları içindeki insan grupların ecdat yadigar eserlerini koruma ve gelecek nesillere aktarma sorumluluğu var. - All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.

generation
{i} üretme
generation
{i} kuşak

Onlar arasında kuşak farkı var. - There is a generation gap between them.

Birinin adını daha sonraki kuşaklarda yükseltmek ve böylece birinin ebeveynlerini övmek, bu anne babaya saygının en büyük ifadesidir. - To raise one's name in later generations and thereby glorify one's parents, this is the greatest expression of filial piety.

generation
nesil/üretim
generation
oluşum
generation
(Tıp) döl yatağı
generation
dölleme
generation
(Çevre) elektrik enerjisi üretimi
generation
{i} oluşturma
generation
(çıngı/vb.) üretme
generation
vasat olarak insan nesli farzedilen otuz yıl
generation
{i} üretim; meydana getirme
generation
(Askeri) (PHOTOGRAPHY) ÜRETİM (FOTOĞRAF): Orijinal bir negatif/pozitif'den birbiri ardına pozitif/negatif kopyalar hazırlanması. Örneğin, orijinal bir negatiften üretilen ilk pozitif bir ikinci -nesil üretimi; bu pozitiften yapılan negatif bir üçüncü nesil üretimi; ve bu negatiften elde edilen bir sonraki pozitif veya baskıda dördüncü nesil bir üretimdir
generation
generation gap aile ile çocuk arasındaki görüş farkından doğan anlaşmazlık
generation
(Askeri) MODEL: Bir füze, jet motoru veya benzeri teçhizatın teknik veya teknolojik geliştirilmesinde ilkel niteliğini kaybetmiş, tekamül halinde veya tekamül etmiş şekil ve performanslarla kendini belirten bir safha veya devre. Örneğin "roketlerin ilk modelleri sıvı yakıt kullanıyordu"
generation
zürriyet husule getirme
generation
{i} dünyaya getirme
generation
{i} üretim

Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir. - Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.

generation
(Tıp) Zürriyet, nesil, doğuş, tenasül, üreme jenerasyon
English - English
generation
a process which produced electricity

    Hyphenation

    a proc·ess which pro·duced e·lec·tric·i·ty

    Turkish pronunciation

    ı prôses hwîç prıdust îlektrîsıti

    Pronunciation

    /ə ˈprôˌses ˈhwəʧ prəˈdo͞ost əˌlekˈtrəsətē/ /ə ˈprɔːˌsɛs ˈhwɪʧ prəˈduːst ɪˌlɛkˈtrɪsətiː/
Favorites