English - Turkish
Definition of a powerful blow, often made with a fist or heavy object in English Turkish dictionary
- belt
- {i} kuşak
- belt
- {i} kemer
Emniyet kemerini tak, lütfen.
-Fasten your seat belt, please.
Araba kullanırken emniyet kemerinizi bağlayın.
-Fasten your seat belt when you drive.
- belt
- {i} kayış
Bu, kayışlar ve kasnaklar ile hareketi iletir.
-It transmits movement by belts and pulleys.
Tom fan kayışını değiştirdi.
-Tom replaced a fan belt.
- belt
- şiddetle vurmak
- belt
- kolan
- belt
- şerit
- belt
- kuşakla bağlamak
- belt
- {f} sar
- belt
- uçmak
- belt
- çok hızlı gitmek
- belt
- {i} bölge
Asteroid kuşağı Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasındaki bölgede yer almaktadır.
-The asteroid belt is located in the region between the orbits of Mars and Jupiter.
- belt
- keme
Araba kullanan insanlar emniyet kemeri takmalılar.
-People who drive cars should wear seat belts.
Emniyet kemerini bağla.
-Fasten your seat belt.
- belt
- {f} kemer takmak
- belt
- kuşatmak
- belt
- kuşak,v.sar: n.kemer
- belt
- kemerle/kuşakla bağlamak
- belt
- (isim) kemer, kayış, kuşak; iklim kuşağı, bölge
Related Terms
English - English
Definition of a powerful blow, often made with a fist or heavy object in English English dictionary
- belt
After the bouncer gave him a solid belt to the gut, Simon had suddenly had enough of barfighting.
a powerful blow, often made with a fist or heavy object
Hyphenation
a pow·er·ful blow, of·ten made with a fist or hea·vy ob·jectPronunciation
Resimler
History
Favorites