English - Turkish
Definition of a positive attribute in English Turkish dictionary
- strength
- {i} kadro
- strength
- tesir derecesi
- strength
- (Tekstil) dayanç, mukavemet Açıklama: Lifi koparmak için gerekli olan germe kuvvetinin ölçüsüdür
- strength
- (Tıp) etki (ilaç vb)
- strength
- güçlülük
Güçlülüklerinizi ve zayıflıklarınızı biliyor musunuz?
-Do you know your strengths and weaknesses?
- strength
- hal
- strength
- salabet
- strength
- yeğinlik
- strength
- etkililik
- strength
- kuvvet
- strength
- güç
İhracat pazarlarında rekabet gücünün güçlendirilmesi acil bir ihtiyaçtır.
-The strengthening of competitiveness on export markets is an urgent need.
Zaman, dostluğu güçlendirir, sevgiyi zayıflatır.
-Time, which strengthens friendship, weakens love.
- strength
- dayanıklılık
- strength
- {i} askeri güç
- strength
- (Askeri) BİRLİK MEVCUDU: Belirli bir zamanda veya belirli bir sürede mevcut personel adedi. Ayrıca bakınız: "economic potential", "unit strength"
- strength
- {i} sertlik
- strength
- (Tıp) Şiddet derecesi
- strength
- metanet
- strength
- {i} direnç
Bu sembol, direnç ve bütünlüğü simgeliyor.
-This symbol stands for strength and integrity.
Related Terms
English - English
Definition of a positive attribute in English English dictionary
- strength
We all have our own strengths and weaknesses.
a positive attribute
Hyphenation
a pos·i·tive at·tri·buteTurkish pronunciation
ı päzıtîv ıtrîbyutPronunciation
/ə ˈpäzətəv əˈtrəˌbyo͞ot/ /ə ˈpɑːzətɪv əˈtrɪˌbjuːt/
Resimler
Favorites