a position or condition which affords entrance, control, pr possession, etc

listen to the pronunciation of a position or condition which affords entrance, control, pr possession, etc
English - Turkish

Definition of a position or condition which affords entrance, control, pr possession, etc in English Turkish dictionary

key
anahtar

Araba anahtarlarımı unuttum. - I have left my car keys behind.

John cebinden bir anahtar çıkardı. - John took a key out of his pocket.

key
(Bilgisayar) kiplemek sayısal
key
girmek bilgisayar
key
şifre cetveli
key
anahtarı

Tom anahtarı cebine koydu. - Tom put the key into his pocket.

Tom anahtarı cebine koydu. - Tom put the key in his pocket.

key
ses perdesi
key
(Ticaret) ana sanayi
key
(Ticaret) temel sanayi
key
{f} uydur
key
(to ile) daha uygun hale getirmek
key
(Spor) Basketbol sahasında pota altındaki "ampul" olarak da tabir edilen serbest atış bölgesi
key
{i} rumuz
key
perdesini
key
{i} çözüm yolu
key
key up heyecanlan dırmak
key
kilit taşını yerleştirip kemeri tamamlamak
key
{f} to -e göre ayarlamak, -e uygun duruma getirmek, -e uydurmak
key
{i} müz. anahtar
key
soruların çözüm cetvelini vermek
English - English
key
a position or condition which affords entrance, control, pr possession, etc

    Hyphenation

    a po·si·tion or con·di·tion which affords entrance, control, pr possession, etc

    Pronunciation

Favorites