Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.
- Don't tell Tom that Mary isn't planning on helping his mother.
Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikri beni cezbetti.
- I was attracted to the idea of helping others and getting money.
Ev ödevimde bana yardım ettiğin için teşekkür ederim.
- Thank you for helping me with my homework.
Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
- Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
Tom bütün hayatını insanlara yardım ederek geçirdi.
- Tom spent his entire life helping people.
Bu kursta, daha çok bir yerli gibi konuşmanıza yardım ederek zaman geçireceğiz.
- In this course, we'll spend time helping you sound more like a native speaker.
Bir porsiyon daha yemek alabilir miyim?
- Could I have a second helping?
O, ikinci bir porsiyon çorba içti.
- He had a second helping of soup.