Defterimi sana ödünç vereceğim.
- I'll lend you my notebook.
Tom defterinin kapağına mutlu bir yüz çizdi.
- Tom drew a happy face on the cover of his notebook.
Not defterine not etti.
- He wrote it down in his notebook.
Bu kelime uzun zamandır not defterimde.
- This word has been in my notebook for a long time.
Jim dizüstü bilgisayarında bir şeyler yazmaya koyuldu.
- Jim set out to write something in his notebook.
Benim dizüstü bilgisayarıma adınızı yazar mısınız?
- Would you write your name in my notebook?