a police officer who investigates crimes

listen to the pronunciation of a police officer who investigates crimes
English - Turkish

Definition of a police officer who investigates crimes in English Turkish dictionary

detective
dedektif

Tom emekli olmadan önce bir cinayet masası dedektifi idi. - Tom was a homicide detective before he retired.

Tom özel bir dedektif tarafından gölge gibi izlendiğini düşünüyor. - Tom thinks he's being shadowed by a private detective.

detective
{i} detektif
detective
sivil polis
detective
detective story polis romanı
detective
{s} polisiye

O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı. - He enjoyed reading detective stories.

Lisa Gardner, dedektif DD Warren hakkında polisiye romanlar yazıyor. - Lisa Gardner writes crime novels about the detective D. D. Warren.

detective
{s} dedektif gibi
detective
private detective özel dedektif
detective
dedektiflikle ilgili
detective
{i} polis hafiyesi
investigator
müfettiş

Jetin neden düştüğünü müfettişler anladı. - Investigators understood why the jet crashed.

Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular. - Investigators foiled a plot to hijack an airplane.

a police officer
Bir polis memuru
investigator
Soruşturmacı

Dedektif Dan Anderson o yolu izleyen tek soruşturmacıydı. - Detective Dan Anderson was the only investigator to follow that lead.

detective
{i} hafiye
investigator
(isim) araştırmacı, müfettiş, dedektif
investigator
{i} dedektif

O, bir özel dedektif kiraladı. - She hired a private investigator.

Tom Boston'da bir özel dedektifti. - Tom used to be a private investigator in Boston.

English - English
a police officer who investigates crimes

    Hyphenation

    a po·lice of·fic·er who investigates crimes

    Turkish pronunciation

    ı pılis ôfısır hu învestıgeyts kraymz

    Pronunciation

    /ə pəˈlēs ˈôfəsər ˈho͞o ənˈvestəˌgāts ˈkrīmz/ /ə pəˈliːs ˈɔːfəsɜr ˈhuː ɪnˈvɛstəˌɡeɪts ˈkraɪmz/
Favorites