English - Turkish
Definition of a point of intense heat or radiation, (synonym) hot spot in English Turkish dictionary
- hotspot
- (Denizbilim) sıcak nokta
- hot spot
- kızgın çekit
- hot spot
- kızgın nokta
- hot spot
- TEHLİKELİ SAHA: Nükleer kirletilmiş bir bölgede diğer komşu sahalara nazaran daha çok radyo aktif kirlenmenin olduğu saha
- hot spot
- Eğlence yeri, gece kulübü gibi mekânlar
- hot spot
- Politik kargaşa veya tehlikeli olan bölge
- hotspot
- Sıcak olan bir yer
- hotspot
- Hareketlilik ve canlılık olan bir mekân
- hotspot
- Sıcak bölge: siyasî karışıklık, asayişsizlik vs. olan yer
- hot spot
- (Askeri) TEHLİKELİ SAHA: Nükleer kirletilmiş bir bölgede diğer komşu sahalara nazaran daha çok radyo aktif kirlenmenin olduğu saha
- hot spot
- sorunlu bölge
- hot spot
- gece kulübü
- hot spot
- (deyim) politik kargasa veya tehlikeli olan bolge
- hot spot
- sıcak bölge
- hot spot
- eğlence yeri
Related Terms
a point of intense heat or radiation, (synonym) hot spot
Hyphenation
a point of in·tense heat or radiation, (synonym) hot spotPronunciation
Resimler
History
Favorites