English - Turkish
Definition of a platform where a (brass) band can play in the open air in English Turkish dictionary
- stand
- {i} duruş
Tom cesur bir duruş aldı.
-Tom took a courageous stand.
Duruşumu netleştireyim.
-Let me make my stand clearer.
- stand
- {f} dayanmak
- stand
- {f} kalmak
Tren o kadar doluydu ki tüm gezi boyunca ayakta kalmak zorunda kaldım.
-The train was so packed that I had to stand up during the whole trip.
- stand
- {f} dur
İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
-He always stands off when people are enthusiastic.
Biri odasının önünde duruyor.
-Somebody is standing in front of his room.
- stand
- dayamak
- stand
- iş yeri
- bandstand
- müzik topluluğu için yapılmış yüksek yer
- bandstand
- bando için yapılmış yer
- stand
- dikelmek
- stand
- mola
- bandstand
- sahne
- bandstand
- {i} bando yeri
- bandstand
- açık havada çalan muzik topluluklarına mahsus çoğu zaman üstü kapalı platform
- bandstand
- {i} orkestranın yeri
- bandstand
- {i} açık havada çalan müzik topluluklarına özgü ve çoğu zaman üstü kapalı platform
- stand
- çekmek
- stand
- {f} ayakta durmak, durmak; ayakta kalmak
- stand
- dükkan
Orada duran adam dükkanının sahibidir.
-The man standing over there is the owner of the store.
Related Terms
a platform where a (brass) band can play in the open air
Hyphenation
a plat·form where a (brass) band Can play in the o·pen A·irPronunciation
Resimler
History
Favorites