Biz farklı düzlemler üzerinde tartışıyorduk.
- We were arguing on different planes to the last.
O, başka bir varlık düzleminde yaşıyor.
- She lives on another plane of existence.
Okinawa'ya uçakla gitmek kaç saat sürer?
- How many hours does it take to go to Okinawa by plane?
Onun uçak kazasında ölmemiş olması bir mucize.
- It's a miracle he wasn't killed in the plane crash.
Dünya'nın kriosferi (gezegenimizdeki donmuş su), şu anda dünya yüzeyinin yaklaşık % 10'unu kaplar.
- The Earth's cryosphere (the frozen water on our planet) currently covers about 10% of the Earth's surface.
Okyanuslar gezegenimiz yüzeyinin yüzde 70'inden fazlasını kaplar.
- The ocean covers more than 70 percent of the surface of our planet.
Yalın bir İngilizce ile konuşma yaptı.
- He made a speech in plain English.
Senin uçağının saat kaçta kalkması planlanmıştır.
- What time is your plane scheduled to leave?
Uçak sabah 11.00'de havalandı; planlanandan otuz dakika daha sonra.
- The plane took off at 11:00 a.m; thirty minutes later than scheduled.
O, düz mavi bir elbise giydi.
- She wore a plain blue dress.
Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
- I'm just a plain office worker.
Ben sadece düz bir ofis çalışanıyım.
- I'm just a plain office worker.
Sadece beyaz kağıt yeterli.
- Plain white paper will do.
Nehir düzlükte menderesler çiziyor.
- The river meanders across the plain.
Uçak sahilden ayrılırken düz uçuşa geçmeden önce hızla yükseldi.
- The plane rose sharply before leveling off as it left the coast.
Biz farklı düzlemler üzerinde tartışıyorduk.
- We were arguing on different planes to the last.
Geometri noktalar, çizgiler ve düzlemlere dayalıdır.
- Geometry is based on points, lines and planes.
Bütün uçakların kanatları vardır.
- All planes have wings.
... I'm like, OK, well, I can get on a plane ...
... you go I feel a bit responsible I want by accord shared a plane this year ...