a place other than here; somewhere else

listen to the pronunciation of a place other than here; somewhere else
English - Turkish

Definition of a place other than here; somewhere else in English Turkish dictionary

elsewhere
başka bir yere

Maalesef hiç biriniz işi yapma yeteneğine sahip değilsiniz. Biz işimizi başka bir yere götürüyor olacağız. - I am afraid none of you are capable of doing the job. We will be taking our business elsewhere.

O, başka bir yere alışverişe gitti. - She went shopping elsewhere.

elsewhere
başka yere başka yerde
elsewhere
başka bir yer

O, başka bir yere alışverişe gitti. - She went shopping elsewhere.

Suçlama başka bir yerde yatıyor. - The blame lies elsewhere.

elsewhere
başka yerde

Ne söylediğime dikkat etmiyorsun. Aklın başka yerde. - You're not paying attention to what I'm saying. Your mind is elsewhere.

Başka yerde bilgi aramaya karar verdi. - He decided to seek information elsewhere.

elsewhere
başka yere

Arabamı başka yere park etmiş olmalıyım. - I must have parked my car elsewhere.

Dizüstü bilgisayarımı burada bulamıyorum; onu başka yere koymuş olmalıyım. - I can't find my notebook here; I must have put it elsewhere.

English - English
elsewhere

We are back on the Ligurian coast, from which vertigos push human beings toward all kinds of elsewheres.

a place other than here; somewhere else
Favorites