Oturduğun koltuktaki boya hâlâ ıslak.
- The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Sigara içenlerin arka koltuklarda oturmaları rica edilir.
- Smokers are asked to occupy the rear seats.
On iki kişinin oturması için yeterince sandalye var mı?
- Are there enough chairs to seat 12 people?
Benim sandalyemde oturuyorsun.
- You're sitting in my seat.
Tom Mary'ye bir yer ayırdı.
- Tom saved Mary a seat.
Beni yerime götürdüler.
- I was ushered to my seat.