O, genç vaizin vaazını dinledi.
- She listened to the young preacher's sermon.
Vaiz güzel bir vaaz verdi.
- The preacher gave a beautiful sermon.
Haham Tom cuma gecesi vaaz verdi.
- Rabbi Tom gave the sermon on Friday night.
Papazın vaazları seni sıkabilir fakat onlar ahlaken iyi örnektir.
- The pastor's sermons may bore you, but they are morally edifying.