Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.
- The princess rode in a golden carriage.
O senin at araban mı?
- Is that your carriage?
O, vagona girmek istedi.
- She wanted to enter the carriage.
Yolcu vagonlarının yerini otomobiller aldı.
- Automobiles replaced carriages.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Bunlar birinci sınıf taşıyıcılar değil.
- These are not first-class carriages.