Tom'un evi bir çöplük.
- Tom's place is a dump.
Polisten saklandığı için, Dima geceyi bir çöplükte geçirdi.
- Hiding from the police, Dima spent the night in a dumpster.
Bu şirketler kurşun ve radyoaktif atıkları içme suyumuza boşaltmak istiyorlar. Bu hoşgörülemez.
- These corporations want to dump lead and radioactive waste in our drinking water. This cannot be tolerated.
Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.