a piece of equipment used for forming metal

listen to the pronunciation of a piece of equipment used for forming metal
English - Turkish

Definition of a piece of equipment used for forming metal in English Turkish dictionary

brake
{f} frenlemek
brake
{f} fren yapmak
brake
{i} fren

O, fren pedaline bastı. - He pressed the brake pedal.

John ayağını frene koydu ve biz aniden durduk. - John put his foot on the brake and we stopped suddenly.

brake
frenleyip durdurmak/yavaşlatmak
brake
eğleç
brake
eğleçleyip durdurmak/yavaşlatmak
brake
eğleçlemek
brake
eğleç yapmak
a piece of
bir parça

Tom kız kardeşine bir parça kek kesti. - Tom cut his sister a piece of cake.

Ben bir parça bagaj satın aldım. - I bought a piece of baggage.

brake
toprak/fren
brake
fren yapma

O, zamanında fren yapmadı ve bir ağaca çarptı. - He didn't brake on time, and ran into a tree.

brake
{f} frenle

Araba sürmeden önce frenleri kontrol edin ve ayarlayın. - Check and adjust the brakes before you drive.

Bisikletimin frenlerini ayarlattım. - I had the brakes of my bicycle adjusted.

brake
{i} büyük eğreltiotu
brake
brakyçalıyla kaplı
brake
iş1emek brake adjustmentfren ayarı
brake
fren takozu
brake
brake block tekerlek baskı takozu
brake
{f} işlemek keten
brake
{i} çalılık
brake
{i} fre

Fren çalışmayı durdurdu. - The brake stopped working.

John ayağını frene koydu ve biz aniden durduk. - John put his foot on the brake and we stopped suddenly.

English - English
brake
a piece of equipment used for forming metal

    Hyphenation

    a piece of e·quip·ment used for forming metal

    Turkish pronunciation

    ı pis ıv îkwîpmınt yuzd fôr fôrmîng metıl

    Pronunciation

    /ə ˈpēs əv əˈkwəpmənt ˈyo͞ozd ˈfôr ˈfôrməɴɢ ˈmetəl/ /ə ˈpiːs əv ɪˈkwɪpmənt ˈjuːzd ˈfɔːr ˈfɔːrmɪŋ ˈmɛtəl/
Favorites