a piece of a man suit, beside trousers and, sometimes, waistcoat ; coat

listen to the pronunciation of a piece of a man suit, beside trousers and, sometimes, waistcoat ; coat
English - Turkish

Definition of a piece of a man suit, beside trousers and, sometimes, waistcoat ; coat in English Turkish dictionary

jacket
{i} kitabın kağıt kabı
jacket
(Nükleer Bilimler) ceket,gömlek
jacket
{i} kabuk

Patatesleri kabuklarıyla mı pişirdin? - Did you cook the potatoes in their jackets?

jacket
{i} şömiz
jacket
{i} kap

O, ona ceketini uzattı sonra kapıyı açtı ve onun gitmesini rica etti. - She handed him his jacket then opened the door and asked him to leave.

O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı. - He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.

jacket
{i} kitap kabı
jacket
dış örtü
jacket
{i} mak. silindir ceketi
jacket
soğutma ceketi
jacket
(Gıda) cidar
jacket
mont
jacket
plak kabı
jacket
ciltli kitabın üzerine geçirilen kâğıt kap
jacket
patates kabuğu
jacket
silindire ceket geçirmek
jacket
kap/kabuk/ceket
jacket
ciltli kitabın üstüne geçirilen kâğıt kap
jacket
kaplamak
jacket
(isim) ceket, kitabın kağıt kabı, kabuk, kap, kitap kabı
English - English
jacket
a piece of a man suit, beside trousers and, sometimes, waistcoat ; coat

    Hyphenation

    a piece of a man suit, be·side trou·sers and, sometimes, waist·coat ; coat

    Pronunciation

Favorites