Bu politikacı hırs dolu.
- That politician is full of ambition.
Kendi hırsının kurbanı oldu.
- He fell a victim to his own ambition.
Onun tutkusu bir büyükelçi olmaktır.
- Her ambition is to become an ambassador.
Başbakan olma tutkusunu taşıyordu.
- He had the ambition to be prime minister.
Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.
- Mary wanted to marry a man with ambition.
Mary hırslarını gerçekleştireceğini söylüyor.
- Mary says she will follow through on her ambitions.
Senin hırsların nedir?
- What are your ambitions?