a person whose occupation is teaching

listen to the pronunciation of a person whose occupation is teaching
English - Turkish

Definition of a person whose occupation is teaching in English Turkish dictionary

teacher
öğretmen

Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın! - The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!

Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum. - I know that you're a teacher.

instructor
öğretim elemanı
instructor
(Askeri) uçuş öğretmeni
instructor
öğretmen

Üç yıldır bir kayak öğretmeniyim. - I've been a ski instructor for three years.

O bir yoga öğretmenidir. - She's a yoga instructor.

instructor
asistan/öğretmen
instructor
{i} okutman
instructor
eğitmen

Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur. - You may as well know that I am a strict instructor.

O yirmili yaşlarda bir aerobik eğitmeni olarak çalıştı. - She worked as an aerobics instructor in her twenties.

instructor
(Eğitim) Öğretim üyesi
teacher
öğretmen.bildirici.sınıf kurucusu

spr :D.

instructor
{i} doçent [amer.]
instructor
(isim) öğretmen, eğitmen, okutman, doçent [amer.], öğretim üyesi
instructor
{i} asistan; okutman
teacher
{i} öğretmen, hoca
teacher
teacher bird çömlekçi kuşu
teacher
(isim) öğretmen, hoca
English - English
instructor
teacher
a person whose occupation is teaching

    Hyphenation

    a per·son whose oc·cu·pa·tion I·s teach·ing

    Turkish pronunciation

    ı pırsın huz äkyıpeyşın îz tiçîng

    Pronunciation

    /ə ˈpərsən ˈho͞oz ˌäkyəˈpāsʜən əz ˈtēʧəɴɢ/ /ə ˈpɜrsən ˈhuːz ˌɑːkjəˈpeɪʃən ɪz ˈtiːʧɪŋ/
Favorites