a person who trains and teaches athletes in the sport of swimming

listen to the pronunciation of a person who trains and teaches athletes in the sport of swimming
English - Turkish

Definition of a person who trains and teaches athletes in the sport of swimming in English Turkish dictionary

coach
{f} yetiştirmek
coach
-i çalıştırmak
coach
{f} özel ders ver

Tom ona özel ders vermemi istiyor. - Tom wants me to coach him.

coach
antrenör

Tom yeni yardımcı antrenördür. - Tom is the new assistant coach.

Antrenör Bob'ı iyi bir oyuncu olarak düşünüyor. - The coach considers Bob a good player.

coach
fayton
coach
yolcu otobüsü
coach
{i} özel öğretmen
coach
{f} antrenman yaptırmak
coach
{i} koç

Oyuncuların çoğu grip yüzünden keyifsiz oldukları için koç oyunu iptal etti. - The coach called off the game because many of the players were down with the flu.

İyi bir koç oyuncularına bir baba gibidir. - A good coach is like a father to his players.

coach
{i} çalıştırıcı
coach
(fiil) eğitmek, yetiştirmek, hazırlamak, özel ders vermek, antrenman yaptırmak, özel hocalık yapmak; araba ile gezmek
coach
{f} özel ders vermek
coach
{i} posta arabası

O, posta arabasını soydu. - He robbed the mail coach.

coach
{i} yolcu arabası,yolcu otobüsü
coach
{f} araba ile gezmek
coach
çalıştırmak

Ben bir koç çalıştırmak istiyorum. - I wanted to hire a coach.

coach
{i} yolcu vagonu
coach
{f} eğitmek
coach
{i} ucuz tarifeli bölme
English - English
coach
a person who trains and teaches athletes in the sport of swimming

    Hyphenation

    a per·son who trains and teaches athletes in the sport of swim·ming

    Turkish pronunciation

    ı pırsın hu treynz ınd tiçız äthlits în dhi spôrt ıv swîmîng

    Pronunciation

    /ə ˈpərsən ˈho͞o ˈtrānz ənd ˈtēʧəz ˈaᴛʜˌlēts ən ᴛʜē ˈspôrt əv ˈswəməɴɢ/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ˈtreɪnz ənd ˈtiːʧəz ˈæθˌliːts ɪn ðiː ˈspɔːrt əv ˈswɪmɪŋ/
Favorites