Ben polis. Karakola kadar gelir misiniz? N-neden? Kasabanın ortasında tabancayla ateş etmeye gitmenin bir suç olmadığını düşünemiyor musun?!
- This is the police. Would you mind coming down to the station? W-why? You can't think it's not a crime to go shooting guns off in the middle of town?!
Bu tabanca ile hedefe nişan al.
- Aim at the target with this gun.
Adli tabip cesetlerden herhangi birinde herhangi bir ateşli silah yarası bulmadı.
- The coroner didn't find any gunshot wounds on any of the bodies.
Tom bir ateşli silah yarasından şiddetli kanama geçiriyordu.
- Tom was bleeding heavily from a gunshot wound.
Mafya babası makineli tüfek ateşi yağmurunda öldürüldü.
- The mafia boss was killed in a hail of machine gun fire.
O, bir makineli tüfekle onu vurdu.
- She shot him with a machine gun.
Tom silahını çekti ve Mary'ye ateş etti.
- Tom pulled out his gun and shot Mary.
Mary ona ateş ettiğinde Tom silahına uzanıp almaya çalışıyordu.
- Tom was reaching for his gun when Mary shot him.
Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
- I've been hearing gunfire in the distance.
Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu.
- Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash.
Avcı silaha cephane koydu.
- The hunter put ammunition in the gun.
ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir.
- The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.
Neden ABD hükümeti insanların silah almalarına izin verdi?
- Why does the US government let people have guns?
Birbirlerini vurmak için silahlarını kullandılar.
- They used their guns to hit each other.