English - Turkish
Definition of a person who receives a certificate, degree, or diploma from a school in English Turkish dictionary
- graduate
- mezun
Umarım sınavlarda mezun olurum.
-I hope to graduate at the exams.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
-You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
- graduate
- {f} mezun etmek
- graduate
- derecelemek
- graduate
- lisansüstü
Birkaç lisansüstü öğrenci dahil olmak üzere son birkaç yıldır birçok insanla çalıştım.
-I've worked with many people over the last few years, including several graduate students.
Tom, lisansüstü okula gitmek istedi.
-Tom wanted to go to graduate school.
- graduate
- (Tıp) graduat
- graduate
- diploma vermek
- graduate
- (birdemden) mezun olmak
- graduate
- hangise kursu/okulu bitirmiş
- graduate
- {f} derecelere ayrılmak
- graduate
- (fiil) derecelendirmek, sınıflandırmak, mezun etmek, diploma vermek, mezun olmak, bitirmek, derecelere ayrılmak, ayrılmak
- graduate
- {i} mezun kimse, mezun
- graduate
- lisansüstü/mezun
- graduate
- {f} from -den mezun olmak; -i mezun etmek
- graduate
- {i} master öğrencisi
Tom master öğrencisi.
-Tom is a graduate student.
- graduate
- {s} lisans üstü
- graduate
- bir eğitimi tamamlamış kimse
- graduate
- (Tıp) Üzerinde derece işaretleri olan ölçü bardağı
- graduate
- (sıfat) mezun, üniversite mezunu, master öğrencisi, lisans üstü, diplomalı
- graduate
- {f} ayrılmak
Related Terms
English - English
Definition of a person who receives a certificate, degree, or diploma from a school in English English dictionary
- graduate
a person who receives a certificate, degree, or diploma from a school
Hyphenation
a per·son who receives a certificate, degree, or di·plo·ma from a schoolPronunciation
Resimler
Favorites