a person who belongs to the sex that can have babies

listen to the pronunciation of a person who belongs to the sex that can have babies
English - Turkish

Definition of a person who belongs to the sex that can have babies in English Turkish dictionary

female
dişi

Bir erkek timsah bir dişi köpeği yedi. - A male crocodile ate a female dog.

Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz. - There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus.

female
kadın

O ilk Japon kadın astronot olacak. - She will be the first female Japanese astronaut.

Erkek mi yoksa kadın bir doktoru mu tercih edersiniz? - Do you prefer a male or female doctor?

female
dişi fiş
female
(Tıp) kadın cinsine mahsus
female
dişilere ilişkin
female
{s} dişil

Bir aslanın yelesi daha koyu olsa dişileri için daha çekici olur. - The darker the mane of a lion is, the more attractive to females it is.

Tavus kuşunun güzel kuyruğu dişilerin ilgisini çekmeye yardım eder. - The peacock's beautiful tail helps it attract females.

female
s., i. dişi
female
dişi hayvan veya bitki
female
dişi dişil kadın cinsine mahsus
female
{s} kadınlara ait
female
{i} kız

Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir. - That teacher tends to be partial to female students.

Öğretmenin önünde oturan kız öğrenci Almanyalıdır. - The female student that sat in front of the teacher is from Germany.

female
{i} dişi canlı
English - English
female
a person who belongs to the sex that can have babies

    Hyphenation

    a per·son who belongs to the sex that Can have babies

    Turkish pronunciation

    ı pırsın hu bîlôngz tı dhi seks dhıt kın häv beybiz

    Pronunciation

    /ə ˈpərsən ˈho͞o bəˈlôɴɢz tə ᴛʜē ˈseks ᴛʜət kən ˈhav ˈbābēz/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː bɪˈlɔːŋz tə ðiː ˈsɛks ðət kən ˈhæv ˈbeɪbiːz/
Favorites