a person who administers the rules of the game of gridiron on the field

listen to the pronunciation of a person who administers the rules of the game of gridiron on the field
English - Turkish

Definition of a person who administers the rules of the game of gridiron on the field in English Turkish dictionary

official
memur

Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi. - The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.

Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir. - Some officials may have been corrupted.

official
resmi

Tayca Tayland'ın resmî dilidir. - Thai is the official language of Thailand.

Resmî evrakları imzalayamadı. - He could not sign official papers.

official
yetkili

Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı. - Many high-level officials attended the meeting.

Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti. - He asked the officials to lift the ban.

official
(isim) memur
official
(Tıp) ofisiyal
official
resmi memur
official
görevli

Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek. - Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.

Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu. - The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.

official
(Spor) hakem
official
resmi yetkili
official
(Kanun) resmi sıfatı haiz
official
memurlar

Gümrük memurları kutuları inceledi. - The customs officials examined the boxes.

Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi. - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.

official
(Tıp) Tıp heyeti tarafından tasdik ve kabul olunmuş (ilaç), officialis
official
memuriyete ait
official
kırtasiyecilik
official
{s} devlet

Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler. - Government officials inspected all factories.

Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi. - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.

official
officiallyresmen
official
officialdom memur sınıfı
official
memura yakışır
English - English
official
a person who administers the rules of the game of gridiron on the field

    Hyphenation

    a per·son who administers the Rules of the game of grid·i·ron on the field

    Turkish pronunciation

    ı pırsın hu ädmînîstırz dhi rulz ıv dhi geym ıv grîdayırn ôn dhi fild

    Pronunciation

    /ə ˈpərsən ˈho͞o adˈmənəstərz ᴛʜē ˈro͞olz əv ᴛʜē ˈgām əv ˈgrədˌīərn ˈôn ᴛʜē ˈfēld/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ædˈmɪnɪstɜrz ðiː ˈruːlz əv ðiː ˈɡeɪm əv ˈɡrɪdˌaɪɜrn ˈɔːn ðiː ˈfiːld/
Favorites